Fazlasıyla sen.
Hikayemizin başlangıcı.
24 Eylül 2014 Çarşamba
22 Eylül 2014 Pazartesi
Bugünlerde sendeyim sevgilim
Sana baktığımda gözlerimin rengi değişiyor
Sana baktığım zamanda dudaklarım yosmalaşıyor
Sana baktığım her an, geleceğim geliyor ömrüme.
Ah! Sevgilim sevişesim geliyor gözlerinle
Hayatın bir şarkısında aşk bu denli delirmemiştir
Sen benim şarkımsın
Ömrümce söylemekten, dinlemekten
Hiç bıkmayacağım bir şarkı
Meral Meri
21 Eylül 2014 Pazar
Üvercinka
Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalsa seninle yatmak günah daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
Afrika dahil
Senin bir havan var beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Bir çok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Birlikte mısralar düşürüyoruz ama iyi ama kötü
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
Padişah gibi cesaretti o alımlı değme kadında yok
Aklıma kadeh tutuşların geliyor
Çiçek Pasajı'nda akşam üstleri
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında
Afrika hariç değil
Cemal Süreya
Hoşgeldin Kadınım
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.
Nazım Hikmet
Sana bir şey hatırlattı mı sevgilim?
Ben Senden Önce Ölmek İsterim
Ben
senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. İyisi mi,beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin Fedakarlığımı anlıyorsun vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin. Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orada beraber yaşarız külümün içinde külün ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar... Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacağız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak : biri sen biri de ben. Ben daha ölümü düşünmüyorum. Ben daha bir çocuk doğuracağım Hayat taşıyor içimden. Kaynıyor kanım. Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok, ama sen de beraber. Ama ölüm de korkutmuyor beni. Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini. Ben ölünceye kadar da Bu düzelir herhalde. Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde? İçimden bir şey : belki diyor.
Nazım Hikmet
|
Senin yanında ne kadar mutlu ve huzurlu olduğumu gösteren en iyi fotoğrafımız bu olmalı.
Seni çok seviyorum sevgilim. Her ne kadar sana sinir krizleri geçirtsem, kıskansam da hepsi sevdiğimden bunu bil. Aramız da her ne olursa olsun şunu biliyoruz ki hepsi yoluna girer. Bunu ben seninle öğrendim. Senin bana öğrettiğin çok şey var. E tabi hem en yakın arkadaşım hem babam hem abim hem de sevgilim olmak kolay olmamalı.
Hayatıma girişin sanırım bir mucizeydi. Hala o sınav öncesi neden sarılıp ağlamak için seçtiğin kişi bendim bilmiyoruz. İyi ki beni seçmişsin. Hala neden sırf hasta olduğun için bir saat yol geldim bilmiyorum. Tabi ki o muhteşem çıkma teklifini de unutmamak lazım. Kollarımdan tutup ya benim olursun ya da bu evden çıkamazsın demiştin. Bana seçenek sunmamışsın o zaman da. İyi ki de böyle deli böylesine manyak birisin. Yoksa aniden hayatıma girip beni kendine aşık etmeyi başaramazdın.Sana denizimin babası diyemezdim.
Gerçi sen yine bir yolunu bulurdun da neyse...
Dokuz aydır hayatımdasın. Ve dokuz ayın her geçen anı seninleyim.
Bazen sinirlerimi bozdun.
Bazen kahkaham oldun.
Bazen babam oldun.
Bazen abim oldun.
Bazen hatalarımdan çıkardığım derslerim oldun.
Bazen ben düştüm, beni tutup kaldıran sen oldun.
Seninle büyüdüm.
Seninle aşık olmayı öğrendim.
Seninle güvenmeyi öğrendim.
Sen gelene kadar eksiktim, geldin tamam oldum.
İyi ki gelmişsin hayatıma.
Şimdi sensiz bir hayat, sensiz geçen bir zaman düşünemiyorum ben.
Kalbim senin için atıyor ilk günkü gibi hala.
İyi ki doğdun, bana kimsenin hissettirmediklerini, kimsenin yaşattırmadıklarını yaşatan adam.
Nice birlikte yıllara.
Sana aşığım.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)




.jpg)

.jpg)



.jpg)








.jpg)


.jpg)
.jpg)


.jpg)








.jpg)



